UZM . PSK. ANGELA ORGE “Yönlendirici Yıldızlar ve Yelkenli Gemiler”

Yönlendirici Yıldızlar ve Yelkenli Gemiler

Ebeveynler Çocuklarıyla Nasıl Sağlıklı Bir Arkadaşlık Kurabilir?

 Ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaş gibi olması konusu, psikolojik açıdan birçok yönden ele alınabilir. Bu konuda daha derinlemesine bir inceleme, ebeveynlik rollerinin çocuk gelişiminin ve aile dinamiklerinin anlaşılmasını gerektirir.

 “Çocuğunuzla ilişkinizde en çok neyi istersiniz?” sorusuna birçok ebeveyn kendi çocuklarıyla arkadaş olmak istedikleri yönünde cevap veriyor. Bu cevabı çok sık duyduğum için bir trend olduğunu fark ettim ve bu dilekleri arkasında ne olduğunu merak ettim ve araştırdım, ulaştığım bilgileri olası iki gruba ayırdım: Bir yanda ebeveynler, küçük çocukların kendilerine çok yakın ve güvende hissetmelerini, onlarla her şeyi paylaşabilmelerini istiyor, başka yandan çocukların hata yapmasından doğru yoldan sapmasından ve bu tür durumları onlara söylememelerinden dolayı yardım edemeyeceklerinden korkuyorlar.

Peki bu durum ne kadar doğru?

UYARI: Asıl rolümüzün farkındalığı olmadan ve sınırları koymadan çocuklarımızla kuracağımız arkadaşlık durumu kalıcı olumsuzluklara sebep vermektedir.

 

Rol karışıklığı: Çocuk için ebeveyn hayatının “sağlam kemiği” dir ve çocuk sağlıklı sınırlar sınırlamalar ve rehberlik bekler. Ebeveyn bazen arkadaş olarak hoşgörülü davranıp eşit bir ilişki kurmaya çalışıp daha sonra sertleşmeye çalıştığında (ebeveyn rolü hatırladığında) bu durum çocuk için çifte mesaj gibi kafa karıştırıcı hale gelir ve zamanla duygusal ve davranışsal bozukluklara bile yol açabilir.

Sağlıksız itiraflar: Çocuk ebeveynle arkadaş gibi karşılıklı bir ilişki sürdüremez. Arkadaşlık her iki tarafın da itiraflarını içerir ya da bir ebeveyn diğer ebeveynle olan ilişkisini/ iletişimi çocuğa itiraf ettiğinde çocuk duygusal çatışmaya girer. Eğer arkadaşı olması gereken ebeveyni savunursa zaman çocuk duygusal bir çatışmaya girer, diğer ebeveyne ihanet eder, eğer diğerini savunursa itiraf edene de ihanet emiş olur. Ne yazık ki bu, çocuk için büyük ve uzun vadede hiç de olumlu olmayan sonuçları olan tehlikeli bir oyundur.

Sembolik ortak: Arkadaş olduğumuz gerekçesiyle sağlıksız itiraflarda bulunur ve birbirimize her şeyi anlatırsak, zamanla çocuk ebeveynin sembolik ortağına dönüşür. Başka bir deyişle, ebeveynin partneriyle kurması gereken bağ, sonunda çocukla kurulmuş olur. Ne yazık ki bu olay, iki ebeveynin duygusal açıdan kopuk olduğu veya boşanmış ve çocuğun ebeveynlerden biriyle birlikte kaldığı (diğeri çok mesafeli, ilgisiz ya da engellendiği durumunda) ailelerde sıklıkla meydana gelir. Uzun vadede yetişkin çocuk yakın ilişkiler kurmada zorluk yaşayacak ve çoğu zaman suçluluk duygusuyla karşı karşıya kalacaktır. Tek ebeveyn olarak çocuk yetiştirmek çok daha zor olsa da desteği başka yerden aramanız önemlidir. Bizim için zor olsa da çocuk için de hayal edilmeyecek kadar zor olabilir.

-Rol değişimi ve erken olgunlaşma; Bir karşılığı destekleyebilme arzusundan dolayı( bazen otomatikleştirmiş dürtü hali alır),çoğunlukla roller tersine döner ve çocuk ebeveynin itiraflarından, özel paylaşımlardan yardıma ihtiyacı olduğu, zayıf ve acz duygusu açıkça ortaya  çıktığında, ebeveynini destekleyebilmek için daha erken olgunlaşır( mecbur bırakılır),çocuğun küçük omuzları için çok büyük bir yüktür ama ortada yardım mesajı algılandığından bazen bir ömür için, kendi özel hayatını yaşamadan anne ve babasını daima korumaya çalışacaktır. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarının önünde birbirine destek olmaları ve aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeleri önemlidir.

 

Arkadaşlığın ne anlama geldiğine dair yanlış algı: Çocuğun kendini yük olarak veya şartlanmış hissettiği bir arkadaşlık ilişkisini ilk kez deneyimleyen çocuk, uzun vadede ya arkadaşlarından yüksek beklentilere sahip olacak -her şeyi ebeveynlerinin de kabul etti gibi kabul edecek( eğer hoşgörülüyseler)-,ya da arkadaşlık kurmayı çok zor bulacak ,ya da taşıyamayacağı kadar çok şeylere evet diyecek, ya da yardıma ihtiyacı olan insanlara bağlanarak onları kurtarabileceği umuduyla arkadaşlık kuracak. 

         Yukarda yazdıklarımın hepsi bilinçli düzeyde gerçekleşmeyebilir, ancak yetişkinliğe kadar çocukta kalan, genellikle zorlukların rahatsızlıkların ortaya çıkmaya başladığı yıkımlar olabilir, sınırları belirlemede ve ailesine bilinçsiz bağımlılıktan kurtulmada birçok zorlukla karşı karşıya kalır, (değişim ya da farklılık için) nasıl ve ne ve nereden başlayacaklarını bilemedikleri için.

ASIL: Doğru farkındalık Sınırlar, kurallar koymadan çocuklarımızla arkadaş olmanın iyi bir fikir olup olmadığını görmek için ebeveyn olmanın ne anlama geldiğini hatırlayalım:

 

Bana göre: Ebeveynlerin rolü koşulsuz sevgi sağlamak, küçüklerin tam olarak büyüyüp gelişmesi için güvenli bir çember oluşturmak, büyüme ve olgunlaşma olan bu harika ama dolambaçlı yolculukta onlara rehber olmaktır.

 

Her şeyden önemlisi ebeveynler rol modeldir. Çocuklarımızın onlara söylediğimiz herhangi bir şeyden (duygusu etkiler) ziyade örnek olarak gösterdiğimiz şeylerden (düşünce/eylem) öğreniyorlar. Bu nedenle ebeveynler, çocuklara belirli değerleri ve yaşam ilkeleri aşılama arzusuyla, çocuklarında görmek istedikleri becerileri geliştirerek için öncelikle kendi davranışları üzerinde çalışmalılar.

 

Bununla beraber başka bir rolümüz da var, belirleyici bir rol. Ebeveynler, davranışların etrafındaki yapı ve beklentilerin yanı sıra sınırları (çocukları güvende tutacak sağlıklı sınırlar) belirler.

Her ebeveynin çocuğun hayatının hazırlığında değerli bir parçadır, yaşına ve yaşantılarına uygun olarak belirlendiği sınırlar çocuğun olgunluk çağına ulaştığında bağımsız, kendi güçlerine (zekâ, kararlar, fiziksel) güvenir ve hayatın realitesine daha net bir anlayışa sahip olur. (Kişisel konforunu oluşturabilir.)

 

Ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaş olma konusu, derinlemesine bir psikolojik perspektifle ele alınabilir.    

 

Bu konuyu detaylandıran bazı temel ilkeler ve örnekler

  • Bağlanma Teorisi ve Güvenli Bağlanma: Çocukların erken dönemde güvenli bir bağlanma figürüne ihtiyaç duyduğunu vurgular. Ebeveynler, bu güvenli bağlanma figürü olmalıdır (aile içindeki başka kişiden önce). Bu, çocukların dünyayı keşfetmelerine ve kendilerini güvende hissetmelerine olanak tanır. Örnek olarak: Bir çocuk, okuldaki bir sorun hakkında endişeli olduğunda, ebeveynlerine gelip bu durumu paylaşabilir (paylaşabilmek imkânı yaratılır). Ebeveyn, çocuğun duygularını dinleyerek ve empati göstererek bir arkadaş gibi destek olabilir. Ancak aynı zamanda sorunu çözmek için rehberlik ederek ve önerilerde bulunarak ebeveyn rolünü de sürdürmelidir. İki duruş arasında ince bir nüans var ve durumları kişiselleştirmeden, objektif olarak ancak duygusal durumu ve geleceğine ilişkin öğretileri göz önünde bulundurarak yapılmalıdır. (bu inçe çizgi fark edilmezse tutarsız bir tutum sergilemiş olunur).
  • Otorite ve Sınırlar Teorisi: Çocukların yapılandırılmış ve tutarlı bir çevrede daha iyi geliştiğini öne sürer. Ebeveynlerin arkadaşça bir yaklaşım benimsemeleri, otoriteyi ve sınırları gevşetmemelidir. Çocuklar, sınırların ve kuralların varlığıyla kendilerini güvende hissederler ve bu, onların sağlıklı bir şekilde büyümelerine katkı sağlar. Kendi sınırları ve kuralları oluşturabilmeye ve kendi öz değerlendirmelerine bağlı olarak sosyal alanlarda öz sınırları ve başkalarının sınırlarının farkında olup uyum sağlayabilir ve kendilerini daha güvende hissederek kişisel sorumluluklar alabilirler. Örnek olarak: çocuk yatma saatinde uyanık kalmak isteyebilir. Bir arkadaş olarak, onunla bu konuda tartışabilir ve neden uyanık kalmak istediğini anlayabilirsiniz. Ancak, bir ebeveyn olarak, belirlenen yatma saatine uyulmasını sağlamak için otoritenizi kullanmanızı gerekebilir. Bu çocuğun sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesi için önemlidir.
  • Gelişimsel Psikoloji, Farklı yaş gruplarındaki çocukların farklı ihtiyaçlara sahip olduğunu vurgular. Küçük çocuklar, daha fazla rehberlik ve yapıya ihtiyaç duyarken, ergenler daha fazla bağımsızlık arayışındadır. Ebeveynlerin bu gelişimsel farklılıklar göz önünde bulundurarak hareket etmeleri gerekmektedir. Örnek olarak; Küçük bir çocuk, oyun oynarken ebeveynlerinin yanında olmasını ve rehberlik etmesini isteyebilir. Bu durumda ebeveyn hem oyun arkadaşı hem de rehber olarak rol alabilir. Ergenlik dönemindeki bir çocuk ise, daha fazla bağımsızlık ve mahremiyet isteyebilir. Bu bağımsızlığı destelenirken gerektiğinde rehberlik sunmaya da hazır olunmalıdır.
  • Duygusal Destek: Çocuklar duygusal destek ve anlayış arayışındadır (aslında bu durum yetişkinliğe kadar uzanır, hatta ömürlük bir ihtiyaçtır.) Ebeveynlerin empatik ve anlayışlı bir tutum sergilemeleri, çocukların duygusal sağlığını destekler. Arkadaşça bir yaklaşım, bu duygusal desteğin motivasyon kaynağı da olabilir. Örnek olarak, çocuğunuzun zor bir gün geçirdiğini fark ettiğinizde onunla oturup konuşabilirsiniz. Onun duygularını anlamaya çalışmak ve ona destek sunmak, arkadaşça bir yaklaşımı temsil eder. Ancak, aynı zamanda ona bu duygularla başa çıkma stratejileri ve farklı alternatifleri öğretmek ebeveyn olarak destek yapabilirsiniz.
  • Dengeyi Sağlamak: Ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaşça bir ilişki kurmaları olumlu olabilir, ancak bu otorite ve rehberlik rollerini unutmamaları gerektiği anlamına gelir. Sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi: sevgi, anlayış, rehberlik ve sınırların dengeli kombinasyonunu gerektirir. Örnek olarak: çocuğunuzla bir etkinliğe katılırken, onunla birlikte eğlenebilir ve zaman geçirebilirsiniz Ancak, etkinlik sırasında ortaya çıkabilecek riskleri gözlemlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için ebeveyn rolünüzü de korumalısınız.

 

Ergenlik döneminde Ebeveyn -Çocuk Arkadaşlığı  Farklı İpuçları:

 

Bağımsızlık ve kimlik arayışı: Ergenler bağımsızlık arayışına girerler ve kendi kimliklerini oluşturmak için ebeveynlerden ayrılma eğiliminde olurlar. Bu dönemde çocuklarını bu ihtiyaçları desteklenmeli ve onlara güvenilmelidir. Ebeveyn çocuğun seçimlere karşı olayları kişiselleştirerek farklı davranış ve tavır sergilediklerinde resmen güç savaşları oluşmasına sebep olurlar. Örnek olarak: Ergen çocuğunuz hafta sonu arkadaşlarıyla bir hafta sonu gezisi yapmak istediğinde, bu talebi değerlendirin (eleştirmeden yargılamadan, ona bir arkadaş gibi soru sorabilirsiniz) Ona güven göstererek izin verin, ancak aynı zamanda güvenlik kuralları ve sorumluluklar hakkında konuşun.

 

Açık iletişim ve Empati: Ergenlik dönemi, duygusal dalgalanmaların yoğun olduğu bir dönemdir. Ebeveynlerin empatik ve anlayışlı bir tutum sergilemeleri, ergenlerin kendileri ifade etmeleri için güvenli bir ortam sağlar. Örnek olarak: Çocuğunuz bir arkadaşlık problemi yaşadığında, onunla açık bir şekilde konuşun (dostlar böyle yapar) ve duygularını anlamaya çalışın. Kendi deneyimlerinizi paylaşarak (farkı bir nesil olduklarını unutmadan) ona rehberlik edin, ancak çözümü kendisini bulmasına izin verin, ebeveyn olarak da gereken motivasyonu ve güveni sonra da taktiri vermeye unutmayın.

 

Sınırlar ve Disiplin: Ergenler, sınırları test etme eğilimindedirler. Ebeveynlerin tutarlı ve adil sınırlar koymaları (isyankâr tutum ya da itirazcı durumlar sergileseler de), ergenlerin güvenli bir şekilde büyümeleri, gelişmeleri ve olgunlaşmalarına yardımcı olur. Ancak bu sınırların nedenleri hakkında açık bir iletişim kurmak, fikirleri alma ve ortada buluşmak da önemlidir. Örnek olarak: Çocuğunuzun geç saatlere kadar dışarıda kalmak istemesi durumunda, eve dönüş saati belirleyin, ya da ekran karşısında daha çok süre geçirme ve özellikle gece karanlığına ya da sabaha kadar uzatmak isteğinin karşısında saati belirleyin ve bu kuralların neden önemli olduğunu açıklayın. Gerektiğinde esneklik gösterin ancak genel kuralları geçerli olduğu hatırlatın.

 

Ortak İlgi ve Alanları ve Etkinlikler: Ebeveyn -çocuk ilişkisinin güçlenmesine yardımcı olabilir. Bu ergenlerin ebeveynleriyle daha fazla zaman geçirmeleri sağlar ve ilişkilerini güçlendirir. Birbirilerini evin dışında farklı alanlarında gözlem ve tanıma olanağı, özel anılar toplanmaları imkânı sağlamaktadır. Örnek olarak: onun ilgi duyduğu bir hobiyi veya sporu birlikte yapmayı teklif edin. Bu konuda daha tecrübeli ya da aktif, dikkatli olabilir ve kendisini güçlü ve özel hissetmesine ve eğlenmesine neden olabilir, aranızdaki bağı güçlendir.

 

Destek ve Rehberlik: Ergenler her zaman rehberliğe ve desteğe ihtiyaç duyarlar. Yeter ki ebeveynler onların yanında olduklarını, sabırlı ve yargılamadan bir yaklaşımla onları dinlediklerini/ anladıklarını ve her koşulda onlara destek olacaklarını göstermelidirler.

Örnek olarak: Çocuğunuz üniversite veya kariyer seçenekleri hakkında endişeli olduğunda, ona destek olun, motive ederek, durumu kişiselleştirmeden ve onu duygusal tutarsızlığınızla sabote etmeden (manipüle etmeden). Onunla birlikte araştırma yapın, olası seçenekleri değerlendirin ve kendi deneyimlerinizi paylaşın, ya da benzer durumu yaşayan, güvendiğiniz bir rol model bulun.

 

 

Çocukluk ve ergenlik döneminde ebeveyn ve çocuk arkadaşlığı, sevgi, anlayış, açık iletişim ve sınırları dengeli bir kombinasyonunu gerektirir.

Çocukların bağımsızlık arayışını (kendim yapabilirim/başarabilirim/bunu görmeliyim tutumu) destlerken, onlara rehberlik ve duygusal destek sunmaya devam ederken, arkadaşça bir ilişki kurmak kendilerini güvende ve özel, sevildiği ve kabul gördükleri hissini sağlıklı bir şekilde geliştirir ve güzel (normal) büyümelerine katkı sağlar.

Çocuklarımızın bizim daha nazik, daha güçlü, daha yetenekli ve daha kontrollü olduğumuzu hissetmeleri gerekiyor ve bunun için ebeveynleri olarak kalmamız, onlara büyümeleri ve olgunlaşmaları için alan vermemiz, davranışlarımızı bulundukları yaşam aşamasına uyarlamamız gerekiyor. Bu bilgilerin farkındalığı ve erken öğrenilmesi toplumumuzda ve özellikle çocuğun ruh sağlığı üzerinde büyük olumlu etki yaratabilir.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!