Ara
Close this search box.

ROMA’NIN OZANI VERGİLİUS VE ROMA’NIN DESTANI AENEİS

“Yeryüzünün tüm şairleri arasında Vergilius kadar

 sevgiyle kulak verilen başka bir şair yoktur.”

Borges

Roma’nın büyük şairi Vergilius tarafından yazılan Aeneis, epik bir şiirdir. Homeros’tan yaklaşık 750 yıl sonra yazılmış olan bu destan; savaş, aşk, macera, aldatma, kıskançlık gibi insani durumlarla yoğruldu. Roma İmparatoru Augustus himayesinde yazılan 9896 dizelik bu destan, Batı edebiyatı tarihinde paha biçilemez bir yere sahiptir. Aeneis, ilk defa 1998 yılında Türkçeye kazandırılmış olup Öteki Yayınlarından basılmış ve çevirisi Latince aslından Türkan Uzel tarafından yapılmıştır. Elimizdeki bu baskı ise çevirmenin üslubu korunarak bazı düzeltmeler yapılmış ve Jaguar Kitaptan 4. baskı olarak 2019 yılında çıkmıştır. Kitap; yayıncının notu, önsöz, bazı görseller ve sözlük kısmıyla birlikte 463 sayfadır.

Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Vergilius, MÖ 70’te dünyaya geldi. Eğitimi sırasında Homeros ve Apollonius Rhodius’u oldukça iyi öğrendi. Sıkılgan mizacı nedeniyle hukukta ve devlet işlerinde kendisini gösteremediği düşünülmektedir. Bunun yerine daha genç yaşta tanınan bir ozan oldu. Dönemin İmparator’unun siparişi üzerine Aeneis’i yazmaya başladı. Şiirini bitirdikten sonra daha da mükemmel hale getirmek amacıyla, destanın geçtiği İlion’u (Troya) görmek için çıktığı yolculukta hastalanıp yaşamını yitirdi. Yaşadığı dönemde birçok ozana ilham kaynağı olmakla birlikte, kendisinden sora yetişen şairler içinde, her zaman başvurulan bir kaynak oldu. Roma İmparatorluğu askeri yönden büyürken Vergilius gibi büyük ozanlar sayesinde de edebi ve ilmi yönünü geliştirdi. Bu ozanlar (özellikle Vergilius) sayesinde Roma, entelektüel anlamda da Batı dünyasının öncüsü oldu. Verdiği edebi haz ile de evrenselleşmiş ve dünya edebiyatının başvurduğu bir başyapıta dönüşmüştür.

Dante’nin Vergilius için kaleme aldığı dizeler:

            “Yoksa Vergilius musun sen, konuşunca

ağzından ırmaklar çağlayan?

Ey beni yazdıklarının peşinde koşturan

emeğimi, sevgimi coşturan,

bütün ozanların onuru, önderi.”

Aeneis destanı Roma’nın kuruluşunu anlatır ve Homeros’un İlyada ve Odysseia eserlerinin bittiği yerde başlar. Aeneas, Troya yönetici ailesinden Ankhises ve Tanrıça Aphrodite’nin oğludur. Troya savaşının en büyük savaşçılarından biridir. Hatta çoğu zaman kahraman Hektor’a öğüt verdiği söylenir. Aeneas’ın gerçek misyonu Troya’dan ayrılıp, yeni bir yurt kurmak; böylece Troya soyunu yeni bir vatanda yüzyıllar boyu devam ettirmektir. Bu misyon, sadece Aeneas’ın kahramanlığına verilmiş bir misyon değildir. Onun kıvrak zekası, başlarına gelebilecek belalardan onları koruyabilecek kabiliyete sahip olduğu için verilmiş bir misyondur. Troya savaşından sağ kurtulan kahraman Aeneas, babası, oğlu ve diğer sağ kalanlarla Roma’ya kadar süren meşakkatli ve maceralı yolculuklarını anlatan, tadına doyum olmayan bir destandır. Tıpkı Odysseia gibi Aeneas’da Tanrıların önüne çıkaracağı bütün zorlu sınavları geçerek Roma’ya varır ve böylece yeni yurt bulunmuş olur. Hem kahramanlık hem de duygu yoğunluğu yüksek olan bu eser aslında Batı medeniyetinin üzerinde yükseldiği sütunları temsil etmektedir. Vergilius, Homeros’u çok iyi öğrenmiş, bu yüzden Aeneis’i Odysseia destanını referans alarak yazmıştı. Vergilius, Homeros’u kendisine hoca olarak kabul etmiş, onun yolundan yürümüştür. Rivayetlere göre Aeneis destanı ile onu geçmiştir. İlahi Komedya’nın büyük şairi Dante de Vergilius’u kedisine hoca ve rehber olarak kabul etmiş onun yolundan gitmiş ve her fırsatta onun büyüklüğünü gösterecek şekilde eserlerinde ondan bahsetmiştir. Hatta İlahi Komedya’da, öte dünyada kendisine rehberlik etsin diye Vergilius’u seçermiştir.

Aeneis şu muhteşem dizelerle başlar:

“Savaşların ve bir yiğidin şarkısını söylüyorum,

o yiğit ki Kader sürünce Troia’dan en önde

ulaşır İtalya’ya Lavinium sahillerine;

Tanrıların zorbalığı, acımasız İuno’nun

sönmez hıncı yüzünden karalarda denizlerde

savrulur yıllar yılı. Kuruncaya dek kentini,

Latium’a taşıyıncaya dek tanrılarını,

çekmediği kalmamış savaşlardan. Latin soyu,

Albalı atalar, işte buradan türeyip gelmiş,

yüce Roma’nın surları işte bu çağdan kalmıştır.”

İlyada ve Odesseus kadar tanınmamış olan bu destan, mitolojik kahramanlarıyla, taşıdığı tarihsel sorumlulukla ve edebi olgunlukla okurlarına bir edebiyat şöleni yaşatacaktır.

Başvurulan Kaynaklar

Vergilius – Aeneis

Hermann Broch – Vergilius’un Ölümü

Erich Auerbach – Mimesis

Yalçın Yokuş

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

KATEGORİLER

ONLİNE DERGİ
EN ÇOK OKUNAN YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!