Heykeltraş Yasemin DEMİREL – ‘‘KOCAELİ’DE KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİ ’’

Hiperealizm, sanat dünyasında gerçekliği aşırı bir detay ve hassasiyetle yansıtan bir akımdır. “Hiper” (aşırı, fazla) ve “realizm” (gerçekçilik) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu terim, fotoğraf gerçekliğini taklit etme arzusuyla ortaya çıkmıştır. Hem resim hem de heykel sanatında kendini gösteren bu tarz, izleyicilerin gerçeklikle sanat arasındaki sınırları sorgulamasını sağlar.

 

Hiperealizmin kökeni 1960’ların sonlarına dayanır ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa’da popülerlik kazanmıştır. Sanatçılar, fotoğraf makineleri ve diğer optik araçlardan yararlanarak gerçek nesneleri ve manzaraları mümkün olduğunca detaylı bir şekilde yakalamak için çaba sarf etmişlerdir.

 

Hiperealist eserler, genellikle büyük ölçeklerde yapılmıştır ve izleyiciyi gerçeklikle sanat arasındaki sınırları bulanıklaştırmayı amaçlar. Bu tarz, insan figürleri, manzara ve nesneler gibi çeşitli konuları ele alır ve bunları inanılmaz derecede gerçekçi bir şekilde tasvir eder.

 

Hiperealizmin heykel sanatındaki temsilcileri, insan figürlerini ve nesneleri gerçekçi bir şekilde heykelleştiren sanatçılardır. Ron Mueck, Duane Hanson ve John De Andrea gibi sanatçılar, insan anatomisinin detaylarını ve dış görünüşünü aşırı bir hassasiyetle yakalarlar. Bu heykeller, genellikle gerçek insanların boyutlarına ve ölçülerine uygun olarak yapılır, böylece izleyicileri şaşırtıcı bir gerçeklik hissiyle karşı karşıya bırakır.

 

Hiperealizmin insanlar üzerindeki etkileri oldukça derindir. Bu tarz, izleyicilerin alışılmış bakış açılarını sorgulamalarını sağlar ve gerçeklikle sanat arasındaki sınırları bulanıklaştırır. İzleyiciler, hiperealist eserleri gördüklerinde genellikle gerçek nesneler veya insanlarla karşı karşıya oldukları hissine kapılırlar, bu da onları düşünmeye ve sanatın gücünü keşfetmeye teşvik eder.

“Sanat Dolu Bahar: Kültür ve Doğa İç İçe”

 

Sonuç olarak, hiperealizm sanat dünyasında önemli bir yer tutar ve izleyicilere derin düşünsel deneyimler sunar. Bu tarz, sanatın evriminde gerçekçilik arayışını temsil eder ve izleyicileri gerçeklikle sanat arasındaki sınırları sorgulamaya teşvik eder.

Baharın gelişiyle beraber doğadaki canlılık ve yenilenmeyle birlikte iç dünyamızda da birtakım değişiklikler yaşarız belki yaşama sevincinde artış vede yaratıcılık anlamında arayışlara başlarız. Kendimizi geliştirecek bizi ve iç dünyamızı besleyecek, ruhumuzu doyuracak kültür sanat etkinlikleri bu dönemde hepimize iyi gelecektir.

   Tüm mitolojilerde ve kültürlerde oldum olası baharın gelişi çeşitli etkinliklerle kutlanagelmiştir. Antik Yunan mitolojisinde kibelenin kızı persephone kışın bitişiyle yeraltı uygarlığindan yeryüzüne çıkıp annesine kavuşunca, bereket tanrıçası annesi kibelenin sevinciyle doğa uyanır ve yeşerir.

   Bizde uyanan doğayla beraber bu ay kentimizde hangi etkinlikler var kendimizi nasıl besleyebiliriz bakalım;

Tarihi Gar Sanat Galerisi’nde 41 sanat topluluğunun karma sergisini izleyebilirsiniz

   Cumhuriyet parkındaki İzmit Belediyesi Sanat Galerisi’nde ise Ahmet Saral resim, heykel ve linol baskı sergisi, 13-26 Nisan da Kadıköy Sanatçılar Derneği sergisini ve son olarak da 29 nisan da Firdevs Çalışkan Atölyesi resim sergisini izleyebiliriz

   Süleyman Demirel Kültür merkezinde ise “Savaş ve Barış”, “Yaşamak mı yoksa ölmek mi” adlı oyunlar seyirciyle buluşmaya devam edecek.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!