Ara
Close this search box.

ELİF ERDEM İLE HAYATIN İÇİNDEN “Misafirhane”

Misafirhane

İnsan kısmı bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.

Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
Aniden farkına varmak bir şeyin,
Hepsi beklenmedik misafir.

Her geleni alnının akıyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek için
Boşalttılar evini.

Karanlık düşünce, utanç ve garez,
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri.

Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Çünkü bunların her birisi
Öte taraftan bir kılavuz
Olarak gönderildi.

Mevlana
(Kısaltılmıştır.)

Hayatımızda her şey aslında bizim faydamızadır. O an için kötü gibi görünse bile, yaşadığımız olumsuzluklar gelişimimize katkı sağlar. Yaşadığımız her deneyimden bir şeyler öğreniriz. Zorluklar ve sıkıntılar karşısında daha güçlü ve dirençli bir tutum geliştirip huzurlu ve umutlu bir yaşam sürdürebiliriz.

Leyla Teyze

Güneş, Leyla Teyze’nin küçük kasabasındaki dar sokakları ısıtıyordu. Leyla Teyze sabah erkenden uyanmış, her zamanki gibi bahçesindeki çiçeklerle ilgileniyordu. Birden kapısı çaldı. Kapıyı açtığında karşısında tanımadığı yorgun ve bitkin bir kadın vardı. “Buyurun, içeri gelin.” dedi Leyla Teyze.
Kadın çekingen bir şekilde içeri girdi. “Ben yoldan geçen bir yolcuyum, biraz dinlenmeye ihtiyacım var.” dedi. Leyla Teyze kadına sıcak bir çay ve taze ekmek ikram etti. Kadın minnettar bir şekilde oturdu ve yolculuğundan bahsetmeye başladı. Leyla Teyze kadını dinlerken onun yaşadığı zorlukları ve acıları anladı.
Ertesi gün, kapısı tekrar çaldı. Bu sefer kapıda genç bir adam duruyordu. Gözleri yaşlıydı ve üzüntüyle doluydu. “Yolumu kaybettim.” dedi adam. Hayatındaki zorlukları ve kayıpları anlattı; Leyla Teyze genç adamın acısını paylaştı.
Leyla Teyze’nin evi günler geçtikçe bir misafirhaneye dönüştü. Her gün kapısını çalan yeni bir misafir vardı; bazen sevinçli, bazen üzgün, bazen de öfkeli… Leyla Teyze her birini hoşgörü ile karşıladı ve onların hikayelerini dinledi. Her biri ona bir şeyler öğretti: sabır, empati, sevgi ve kabul.
Leyla Teyze Mevlana’nın “Misafirhane” şiirini düşünmeye başladı. Bu dünya bir misafirhane gibiydi; her gün yeni bir duygu ve deneyim kapımızı çalabilirdi. Her türlü duyguyu ve durumu hoşgörüyle kabul ederek hayatın derin anlamlarını öğrenmeliyiz.
Bu bizim hayatımıza bilgelik ve huzur getirir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi, insanlığa ışık tutan eserleri ile tanınmış büyük bir mutasavvuftur. “Misafirhane” adlı şiirinde insan ruhunun çeşitli duygu ve deneyimlerle dolu olduğunu vurgular. Tüm duygularımızı kabul etmemiz gerektiğini, hepsinin bize bir şeyler öğrettiğini anlatır. Mevlana’nın şiirinde dile getirdikleri ve Gestalt kuramı arasındaki benzerlik Mevlana’nın evrenselliğinin ve derinliğinin kanıtıdır.

Gestalt Kuramı

Gestalt psikolojisi, bireyin deneyimlerinin ve algılarının bütüncül olarak ele alınması gerektiğini savunur. Deneyimleri ayrı ayrı parçalardan ziyade, bütün olarak algılarken; bireyin içsel süreçlerini ve dış dünya ile etkileşimini bütünsel bir bakış açısı ile değerlendirir.

Gestalt ve Misafirhane şiirinin benzer yönleri:

  • Şiirde her türlü duygu ve düşüncenin misafir gibi kabul edilmesi anlatılırken, Gestalt kuramı da bireyin bütünsel olarak değerlendirilmesini önerir.
  • Şiir, kişinin kendisini tanımasına ve içsel farkındalık geliştirmesine bir çağrıdır. Gestalt da kişinin kendini daha iyi tanımasını ve anlamasını hedefler.
  • Mevlana şiirde olumsuz duyguların bile kabul edilmesini, onlardan da öğreneceklerimiz olduğunu söyler. Gestalt da olumsuz duyguları bastırmaktansa kabul edip, onlardan ders çıkarılmasını önerir.

Her iki yaklaşım da bireyin kendini ve deneyimlerini kabul etmesi gerektiğini vurgulaması yönleri bakımından örtüşür.

Sonuç olarak:
Hayatta başımıza gelen her şeyi alnımızın akı ile karşılayıp,
İçeri buyur edelim.
Olan biteni görüp, kalbimize alıp kabullenelim.
Zihnimiz bir bahçe ve onu sulayalım,
Ki yeşersin…
Önce kendimizi kabul edelim,
Hayata tutunup, kendimize inanalım…
Olumluya odaklanıp,
Olumsuz duygulardan sıyrılarak ilerleyelim.
Yol kat etmek için acılara tutunmayalım.
“Ama” yerine “ve”,
“Umarım” yerine “oldu” diyelim.
Ve isteklerimizi, dileklerimizi, seçtiklerimizi,
Kalbimize mühürleyelim.
Hayat ile dans edelim,
Ritme ayak uydurarak.
Daha sonra ise
Hayat bizi bambaşka bir noktaya koyacak…
Bunu bilelim.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

KATEGORİLER

ONLİNE DERGİ
EN ÇOK OKUNAN YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!