Ara
Close this search box.

DuoRed – Seda Gülşen & Umut Volkan – “Klasik Müzik Dünyasında Keman ve Gitarın Büyüsü”

  1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? DuoRed üyeleri kimdir ve neler yaparlar?

Seda Gülşen: Ben Seda Gülşen Kınış. 1990’da Osmaniye’de doğdum. Müzikle ilgilenmeye ortaokulda başladım. Lise eğitimimi Osmaniye Abdurrahman Keskiner Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde tamamladım ve keman eğitimime burada başladım. Ardından Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Performans Bölümü’nde eğitim aldım ve halen burada yüksek lisans yapmaktayım. 2008 yılından beri çeşitli orkestralarda 1. keman olarak yer aldım. DuoRed’in yanı sıra Kocaeli Belediyesi Oda Orkestrası’nda 1. keman olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda on yıldır müzik öğretmeni olarak da çalışıyorum.

Umut Volkan: 1986’da Diyarbakır’da doğdum ve müzik eğitimine ortaokul yıllarında başladım. 2006 yılında Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Performans Bölümü’ne kabul edildim. 2018 yılında ise aynı fakültede yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Bu süre zarfında birçok solo ve oda müziği konserleri verdim, ulusal ve uluslararası gitar festivallerinde konuk sanatçı olarak yer aldım. 2023 yılından itibaren DuoRed projesi ile konserler veriyorum. Aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde klasik gitar öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.

  1. Birlikte müzik yapmaya nasıl başladınız? İkinizin de müzik yolculuğu nasıl başladı?

Seda Gülşen: Biz aslında üniversiteden tanışıyoruz. Yüksek lisans sürecimde tekrar bir araya gelme fırsatı yakaladık. İkimizin de ayrı ayrı yoğun bir programı vardı ve biz kendimiz için müzik yapmak istedik. Öncelikle sevdiğimiz birkaç eserle başladık. Ortaya güzel şeyler çıktığını görünce birkaç tane eseri de kendimiz düzenledik. Bu süreçte bizi heyecanlandıran eserlere yer verdik. Özellikle Piazzolla’yı çok seviyoruz; DuoRed adında da Piazzolla’nın etkisi büyüktür. DuoRed’e başladığımız günden beri aynı çizgide devam ederek güzel konserler verdik, vermeye de devam ediyoruz.

  1. Birlikte çalarken hangi müzik türlerini tercih ediyorsunuz ve neden?

Seda Gülşen: Konser repertuarımızda klasik müzik eserlerine yer veriyoruz. Tango eserleri de repertuarımızda çokça yer alıyor. Üniversitede aldığımız eğitim klasik müzik eserlerini seslendirmek üzerineydi ve bu müziği seviyoruz. Kendimizi bu müzikle ifade edebiliyoruz.

  1. Düet yaparken birlikte çalışma süreciniz nasıl ilerliyor? Hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Seda Gülşen: Düzenli olarak haftanın belirli günleri prova yapıyoruz. Konser takvimine göre provaların sayısını artırıyoruz. Çalacağımız esere karar verdikten sonra analiz ve deşifre süreci başlıyor, sonra bir araya gelip çalışmaya başlıyoruz. Provalarımızın sürekliliği oldukça önemli ve bu konuyu çok ciddiye alıyoruz. İkimizin de DuoRed projesi haricinde yürüttüğü işler var ve zamanımızın büyük çoğunluğu ders vermekle geçiyor. Buna rağmen her hafta mutlaka prova yapmaya özen gösteriyoruz. Eser seçimi de oldukça zorlu bir süreç; eserin çalgılarımıza uygun olması çok önemli. Gitar ve keman için bestelenmiş eserlerin sayısının az olması bu süreci zorlaştırıyor. Bu yüzden kendi düzenlediğimiz eserlere de sıklıkla yer veriyoruz.

  1. Birlikte sahneye çıkmadan önce ritüelleriniz var mı? Sahne korkusu gibi zorluklarla başa çıkmak için neler yapıyorsunuz?

Seda Gülşen: Konserden bir gün önce hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Çalacağımız mekanı mutlaka ziyaret ediyoruz. Konser günü spesifik bir ritüelimiz yok; konserden 2 saat önce hafif bir şeyler yemeye özen gösteririz. Performans esnasında çok aç ya da tok olmamak gerekiyor. Sahne korkusu yaşamadık fakat heyecan her zaman oluyor. Yıllardır alışık olsak da DuoRed olarak çalmak başka bir tecrübe gerektiriyor; orada ikimiz de solistiz ve tüm konser boyunca konsantre kalmak çok önemli.

  1. Müzikal ilham kaynaklarınız nelerdir? Başka sanatçılardan veya müzik türlerinden nasıl etkileniyorsunuz?

Seda Gülşen: Güzel müzik her zaman bana ilham vermiştir. İyi bir keman virtüözünü dinlediğimde saatlerce keman çalmak istiyorum. Birlikte çalarken de eserleri farklı sanatçılardan dinleriz ve bize en yakın gelen müzikal yaklaşımlardan etkileniriz. Başka müzik türleri de dinliyoruz elbette fakat onlardan doğrudan bir ilham aldığımızı söylememiz doğru olmaz. Ancak güzel müzik her zaman bizim için besleyici olmuştur. DuoRed özelinde en büyük ilham kaynağımız Astor Piazzolla; onun eserlerine sıkça yer veriyoruz.

  1. Sahne deneyimlerinizden bahseder misiniz? Favori performansınız hangisiydi ve neden?

Seda Gülşen: Her konser bizim için yeni bir deneyim. Her salonun ve dinleyicinin kendine özel bir dinamiği var. Performans esnasında salonun ısısı, seyircinin reaksiyonu, sahnenin akustiği gibi değişkenler olabiliyor. Şimdiye kadar on konser verdik. En iyi performansımız Fethiye konserimizdi. Fethiye’de büyük geniş bir sahnedeydik ve bu durum performansımıza olumlu etki etti. Sahne yüksek ve seyirci tarafının karanlık olması, sadece ikimiz varmış gibi hissetmemizi sağladı ve konsantre olabildik. En zorlandığımız konser ise Diyarbakır’daki kilise konseriydi; soğuk hava nedeniyle ellerimiz soğukken çalmak çok zor oldu.

  1. Klasik müziğin günümüzdeki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Genç nesillere bu türü sevdirmek için neler yapılabilir?

Seda Gülşen: Klasik müzik dinleyicisi olmak için biraz müzik bilgisi ve iyi bir kulağa sahip olmak gerekiyor. Klasik müziği sevebilmek ve keyif almak için biraz çaba göstermek şart. Modern toplumda insanlar daha çabuk tüketebildikleri şeyleri tercih ediyorlar. Klasik müziğin sözsüz olması tercih edilmeme sebeplerinin başında geliyor olabilir. Günümüzde klasik müzik bir tarihi eseri saklamak gibi; onu ancak icra ederek ve dinleyerek muhafaza edebiliriz. Genç nesillerin bu müziği tanıması önemli. Birçok şehirde klasik müzik orkestrası yok, bu nedenle ulaşması zor. Ancak konserlerde dinleyiciler ilk kez de dinleseler mutlaka etkileniyorlar. Canlı dinlemek burada önemli bir nokta. Birçok şehri gezerek insanların bu deneyimi yaşamalarını sağlıyoruz. Klasik müziğe yönelik “sıkıcı” önyargısının da böylece kırılabileceğini düşünüyoruz.

  1. Müzikal hedefleriniz nelerdir? Gelecekte birlikte yapmayı hayal ettiğiniz projeleriniz var mı?

Seda Gülşen: Yakın zamanda bir albüm yapmak istiyoruz. Haziran ayında bu iş için stüdyoya gireceğiz. En yakın hedefimiz bu. Uzun vadede ise uluslararası alanda düzenlenen klasik müzik festivallerinde yer almak istiyoruz. Ayrıca yeni sezonda yurtiçinde yapacağımız konserlerde misafir sanatçılara da yer vermek istiyoruz.

  1. İkinizin de müzik kariyerinizde en büyük ilham kaynağı kim veya kimler oldu?

Seda Gülşen: Müziğin ve enstrümanlarımızın büyüsü her zaman en büyük ilhamımız oldu.

  1. Tarihi kiliseler ve diğer mekanlarda konser vermek nasıl bir deneyimdi? Atmosferin müziğinize etkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Seda Gülşen: Tarihi kilise konserleri bizim için unutulmazdı. Tarihi ve mimari olarak oldukça etkileyici bu yapılarda çalmak bizi çok heyecanlandırdı. Salonun akustik yapısı, repertuarımızdaki eserleri daha da etkileyici kıldı. Ayrıca buralarda verdiğimiz konserlere dinleyiciler büyük ilgi gösterdi. Dinleyicilerden böylesi bir atmosferde müzik dinlemenin çok farklı bir deneyim olduğu konusunda geri dönüşler aldık.

  1. Farklı mekanlarda performans sergilemenin size ve dinleyicilere sunduğu avantajlar nelerdir?

Seda Gülşen: Farklı mekan ve şehirlerde çeşitli dinleyici kitleleri ile bir araya geliyoruz. Her şehrin ve salonun kendi seyirci dinamiği farklı oluyor ve bu da bize yeni deneyimler kazandırıyor. Ayrıca daha fazla dinleyiciye ulaşmış oluyoruz.

  1. Geçmişte verdiğiniz konserlerden hangisi sizin için unutulmazdı? Bu konseri özel kılan yanları nelerdi?

Seda Gülşen: En unutulmaz konserimiz Mardin konserimizdi. 1600 yıllık tarihi bir kilisede çalmanın yanı sıra büyük bir ilgiyle karşılandık. Hem basın hem de dinleyiciler konserimize büyük ilgi gösterdi. Bu yanları ile en unutulmaz konserimiz diyebiliriz.

  1. Yeni mekanlarda performans sergilemeden önce hazırlık süreciniz nasıl ilerliyor? Mekanın özelliklerine göre programınızı nasıl ayarlıyorsunuz?

Seda Gülşen: Sahnede duruşumuz ve rahatlığımız çok önemli. Hem rahat hareket edebilmeli hem de performans esnasında iletişimde olabileceğimiz bir açıda durmalıyız. Mekanın büyüklüğüne göre mikrofon kullanıyoruz fakat mümkün olduğunca akustik çalmak taraftarıyız; bu şekilde müziklerimiz daha organik duyuluyor. Her mekanın kendine özgü bir seyirci kitlesi var ve repertuarımızı bunu gözeterek düzenliyoruz.

  1. Dinleyicilerinizle etkileşim kurarken yaşadığınız deneyimlerden bahseder misiniz?

Seda Gülşen: Performans esnasında dinleyici ile müzik dışında etkileşim kurma taraftarı değiliz. Ancak son yıllarda etkileşimli ve anlatımlı konserlerin sayısı arttı. Dolayısıyla konser dinlemeye gelen dinleyicilerde böyle bir beklenti olabiliyor. İlk konserlerimizde sadece performansımızı sergiledik fakat konuşarak etkileşime geçmemekle ilgili eleştiriler aldık. Son konserlerimizde çaldığımız eser ve besteciler hakkında kısa bilgiler vererek etkileşimli konserler yaptık. Ancak bunu daha küçük samimi konser salonlarında yapmayı tercih ediyoruz çünkü büyük konser salonlarında seyirci ile etkileşimin müziğin önüne geçerek anın büyüsünü bozduğunu düşünüyoruz.

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

KATEGORİLER

ONLİNE DERGİ
EN ÇOK OKUNAN YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!