Kardeşler arasında kıskançlık birçok ailede yaygın bir olgudur ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Psikolojik açıdan kıskançlık, bir çocuğun daha az ilgi, sevgi veya kaynak(zaman, oyuncaklar, ödüller, imkanlar)aldığını hissettiğinde ortaya çıkan, kendini değersiz ve ya geri planda hissetme durumudur. Bu his, kardeşler arasında rekabete, kırgınlığa ve hatta açık çatışmalara yol açabilir.
Kardeşler Arasındaki Kıskançlığın
Psikolojik Mekanizmaları
Bağlanma Teorisine Göre: Çocuklar erken dönemde ebeveynleriyle geliştirdikleri ilişkiye göre bir bağlanma tarzı oluşturur. Bir çocuk, bu bağın tehdit altında olduğunu hissettiğinde (örneğin: yeni bir kardeşin doğumu ile) kıskançlıkla tepki verebilir. Çocuk, ebeveyninin sevgisini artık paylaşması gereken sınırlı bir kaynak olduğunu düşünerek güvensizlik geliştirebilir.
Karşılaştırmalı Öz Değerlendirme: Çocuklar, kendilerini genellikle başkalarıyla, özellikle kardeşleriyle karşılaştırarak değerlendirirler. Bir kardeş, daha yetenekli, zeki veya sevilen, daha uzun boylu ya daha neşeli, girişken, konuşkan biri olarak algılanırsa, çocuk kendine olan güvenini kaybedebilir ve bu da kıskançlığı körükleyebilir. Örneğin: bir çocuk, kardeşinin akademik başarıları nedeniyle sürekli övüldüğünü görürse, kendi değerinden şüphe etmeye başlayabilir.
Duygusal İhtiyaçlar Arasında Çatışma: Her çocuğun kendine özgü duygusal ihtiyaçları vardır ve ebeveynler, farkında olmadan bazı ihtiyaçları diğerlerinden daha fazla önemseyebilir. Örneğin: küçük bir çocuk, kırılganlığı nedeniyle daha fazla ilgi görürken, daha büyük bir çocuk, bağımsız olduğu düşünülerek daha az ilgi görebilir. Bu adaletsizlik algısı, kıskançlık ve kırılganlık duygularına yol açabilir. (Çoğu zaman kalıcı olabilir).
Davranışsal Modelleme: Çocuklar, çevrelerindeki kişilerin, özellikle ebeveynlerin davranışlarını model alır. Ebeveynler, kardeşleri sık sık kıyaslayarak veya rekabetçi davranışlar sergileyerek, çocukların kardeşleriyle ilişkisini bir iş birliği, ekip ruhlu ve takım paylaşımları yerine bir rekabet olarak görmelerine neden olabilir. Kardeşi olmaktan çok öteki olur.
Kıskançlığın Belirtileri ve Örnekler
Fiziksel veya Sözel Saldırganlık: Kıskanç bir çocuk, kardeşine karşı fiziksel veya sözlü saldırganlık gösterebilir. Örneğin; kardeşin sevdiği bir oyuncağı kırmaya, atmaya, saklamaya çalışabilir veya ona “anne baba seni sevmiyor”, ya da başka aşağılayıcı kelimeleri kullanabilir, itebilir, ağlamaya kışkırtabilir ya da ondan daha fazla ağlayabilir yapmadığı şeylerle suçlayabilir.
Gerileme: Kıskançlık yaşayan daha büyük çocuklar, daha önceki gelişim dönemlerine geri dönebilirler: Parmak emme, bebek gibi konuşma veya ebeveynleriyle uyuma isteği gibi davranışlar sergileyebilirler. Bu tur davranışlar, ebeveynlerin ilgisi ve bakımını (“üstünde titreme tutumu”) yeniden kazanma çabası olabilir.
Ebeveynlerin Sevgisi Kazanma Yarışı: Kıskançlığın bir diğer belirtisi, ebeveynlerin sevgisi ve onayı için sürekli bir yarış içinde olmaktır. Örneğin; sadece ebeveynlerin övgü almak ve kardeşinden “daha iyi” olduğunu kanıtlamak için, derslerinde veya sporda aşırı çaba gösterebilir, daha neşeli veya sakin, sevecen ve annesinin sözünden çıkmayan, hep faydalı olmak isteyen “önce ben” yarışı öne çıkabilir.
Sabotaj Davranışlar: Kıskanç çocuk kardeşlerinin ebeveynleriyle olan ilişkisini sabote etmeye çalışabilir. Örneğin; kardeşi hakkında yalan söyleyerek onun başını derde sokabilir, şikâyet eder, eksikleri ile alay eder, başkaları önünde küçük düşürebilir veya ebeveynlerin gözünde daha az değerli göstermek için çaba sarf edebilir.
Kıskançlığı Yönetme (Yönetebilme) Stratejileri
Duyguları Anlamak ve Doğrulamak: Ebeveynlerin, çocukların kıskançlık duygularını tanıması ve doğrulaması önemlidir. (Bazen gelişim dönemine ait tutumlar ve ihtiyaçları ile denk gelebilir/ayırt edilmesi çok önemlidir). Bu duyguları görmezden gelmek veya küçümsemek yerine, çocuğun bu duyguları ifade etmesine izin vermek gerekir. Örneğin, kıskanç bir çocuğa” Kıskanmana gerek yok”, “Kıskanacak ne var ki?” (ya da alay etmek) yerine: “Kardeşinle daha fazla zaman geçirdiğimde üzgün hissettiğini anlıyorum. Bunun hakkında konuşalım “denilebilir.
Ortak Olumlu Deneyimler Yaratmak: Ebeveynler kardeşlerin birlikte keyifli vakit geçirmesini teşvik ederek, aralarındaki bağı güçlendirebilir. Örneğin, ailece yapılan oyunlar (ev ortamında) veya geziler düzenlemek, çocukların birlikte güzel anılar biriktirmesini sağlanabilir.
Bireyselliği Teşvik Etmek: Her çocuğun kendi yeteneklerini ve ilgi alanlarını geliştirmesini teşvik ederek bağımsızlığı ve öz kontrolü de geliştirmeye imkân verir. Bu, kardeşler arasındaki rekabet hissini azaltabilir. Örneğin; bir çocuk sporda, diğeri sanatta yetenekliyse, ebeveynler her birinin başarılarını kendi alanlarında kutlayarak kıyaslama yapmaktan kaçınabilir.
Çatışma Yönetimi: Kardeşler arasındaki çatışmalar şiddetli hale geldiğinde, ebeveynlerin müdahale etmesi ve çocuklara nasıl yapıcı bir şekilde sorunlarını çözebileceklerini öğretmesi önemlidir. (Bazen sorun çözme becerileri eğitimi ertelenirse kendinden gelişir düşüncesi, telafisi olmayan olumsuz durumlara yol açabilir) Ebeveynler, çocukların duygularını açıkça ifade etmeyi ve birlikte çözümler bulmayı öğrenmeleri için arabulucu rolü üstenebilir.
Kardeş kıskançlığı önemsenmediğinde hem çocukluk döneminde hem de yetişkinlikte çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilir:
Çocukluk döneminde;
Düşük özsaygı: Kıskançlık yaşayan çocuk, kendini yetersiz veya değersiz hissedebilir. Bu durum, düşük özsaygıya ve kendine güvensizliğe yol açabilir.
Davranış problemleri: İhmal edilen kıskaçlık çocukta agresif davranışlara, sinirlilik veya içe kapanmaya neden olabilir. Kardeşine yönelik fiziksel ya da duygusal saldırganlık görülebilir. Bu durum evin dışında da akranlara karşı devam edebilir.
Aile içi iletişim problemleri: Kıskançlık, aile içinde gerginliğe ve çatışmalara neden olabilir. Bu da aile üyeleri arasındaki iletişimi ve bağı zayıflatabilir. Gruplaşmalar veya çeteleşme gibi durumlara sebep olabilir.
Akademik başarısızlık: Kıskançlık ve beraberinde gelen olumsuz duygular, çocuğun okul performansını olumsuz etkileyebilir. Dikkat dağınıklığı, bazen öğrenme güçlüğü bile, motivasyon eksikliği yaşayabilir.
Sosyal izolasyon: Kardeşiyle sürekli rekabet halinde olan bir çocuk arkadaşlık ilişkilerinde de benzer problemler yaşayabilir ve bu da sosyal izolasyona yol açabilir.
Yetişkinlik döneminde:
Kalıcı rekabet ve anlaşmazlıklar: Çocukta çözümlenmeyen kıskançlık, yetişkinlikte de kardeşler arsında rekabete ve anlaşmazlıklara neden olabilir. Bu durum, kardeşler arasında soğukluk veya kopukluk (sahte-mecburi- bir iyilik tutumunun) yaşanmasına yol açabilir.
Aile bağlarının zayıflaması: Kardeşler arasındaki kıskançlık, aile bağılarının zayıflamasına veya tamamen kopmasına neden olabilir. (Öz kökünden uzak:” Yalnızlığa mahkûm”) Bu durum, geniş aile ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir.
Psikolojik problemler: Çocukluk döneminde yaşanan derin kıskançlık duygusu, yetişkinlikte anksiyete, depresyon, obsesif, agresif ve öfke kontrolsüzlüğü, saldırganlık, intikamcılık dgibi psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir.
Kendi ailelerinde benzer sorunlar: Kendi çocuklarında da benzer kıskançlık ve rekabet sorunları yaşama olasılığı artar. Kardeşler arasında kıskançlığı çözmek için gerekli deneyimi yaşamamış ebeveynler, bu sorunu çocuklarına da aktarabilir (“masum” bir kıyaslama, aşağılama, önyargı ve ısrarla aksini savunma).
Başarı ve mutluluk hissi üzerinde olumsuz etki: Yetişkinlikte, kıskançlık duyguları devam ederse, bireyin kendi başarıları ve mutluluğu üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir. Kardeşinin başarıları karşısında sürekli kendini yetersiz beceriksiz, eksik hissetme veya kıskançlık duyma durumu yaşanabilir. Devamında sosyal hayatında kuracağı arkadaşlık ya da sevgililik ilişkilerinde de küçükten beri bastırılan duyguları ve düşünceleri olumsuz davranışlara dönüşebilir.
Kardeşler arasındaki kıskançlık, aile hayatının kaçınılmaz bir parçasıdır, ancak doğru bir şekilde yönetildiğinde, çocukların duygusal ve ilişkisel gelişimi için bir fırsat olabilir. Kıskançlığın arasındaki psikolojik mekanizmaları anlamak ve uygun stratejiler uygulamak, her çocuğun sevildiği ve değer verildiği bir aile ortamı oluşturmak için kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, kardeşler arasında kıskançlığın önemsenmemesi hem bireysel hem de ailevi düzeyde sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, erken müdahale ve uygun yönlendirme ile kıskançlık duygularının sağlıklı bir şekilde yönetilmesi önemlidir.
Kardeşler arasında kıskançlık ve buna bağlı olarak gelişmemeleri ya da gelişmiş durumunun karşısında aileleri ve bireyleri psikolojik destek ve terapi almaya davet ediyorum. Ebeveynlerin de çocukluktan yana taşıdıkları benzer duygusal yükleri varsa, özellikle terapi almaya davet ediyorum.
Unutmayın lütfen! Övgüler ve taktirleri bir baklava dilimi gibi düşünürsek; çocuklara gerektiğinde ve gerçekten bir emek sarf ettiğinde, ya da duruma uygun bir davranış sergilendiğinde bu taktir ve övgüyü vermek, beklenen hazzı beslemiş olur. Ancak ne kadar taktir ve övgü verdiğinize (kelime olarak) dikkat edin. Aynı baklava dilimi örneği gibi; kaç adet baklava dilimi yemesi doğru buluyorsunuz? Gibi düşünün. Fazla tatlı “şeker hastalığı” nı tetikleyebilir. Fazla taktir, durumları normalleştirebilir ve değersizleştirebilir. Haz alınmamış olur. Sorumlusu olmak ister misiniz?